Hikayemiz

KNEC, yalnızca bir marka değildir. O, lüksün en saf hâlini yeniden tanımlamak için doğmuş, bilimin titizliğiyle sanatın zarafetini aynı potada eriten bir laboratuvardır. “Laboratory of Luxury” vizyonuyla çıktığımız bu yol, yalnızca tasarım nesneleri yaratmak için değil, geleceğe bırakılacak bir miras inşa etmek için başladı.

Bizim hikâyemiz, Türkiye’den yükselen bir hayalle doğdu: Dünyanın en seçkinleri arasında yer alacak, lüksü yeniden tanımlayacak bir marka yaratmak. Ancak KNEC, asla sıradan bir moda markası olmadı. Bizim için lüks, yalnızca bir aksesuar ya da fiyat etiketi değil; etik üretim, nadir materyaller, el işçiliği ve ölümsüzlüğe adanmış bir vizyon demektir.

Her tasarım, doğanın en kıymetli miraslarından doğar. Niloticus timsahının asaleti, python derisinin eşsiz geometrisi, köpekbalığı derisinin benzersiz dokusu, lotus ipeğinin zamansız saflığı ve pırlantanın ışığa meydan okuyan parıltısı… Ancak KNEC, bu nadirlikleri yalnızca uluslararası standartlarla sertifikalandırılmış, etik tedarik zincirlerinden seçer:

• CITES (Convention on International Trade in Endangered Species) — Kullanılan tüm egzotik deriler, bu uluslararası anlaşmayla korunan ve denetlenen, yasal çiftliklerden temin edilir. Böylece hiçbir yasa dışı avcılığa veya doğal tür kaybına izin verilmez.

• LWG (Leather Working Group) Sertifikası — Derilerimizi işleyen tabakhaneler, çevresel etkiyi en aza indiren, su ve enerji kullanımında en yüksek sürdürülebilirlik standartlarını karşılayan atölyelerdir.

• Kimliklendirilmiş Seri ve Dijital Sertifikalar — Her ürün, blockchain tabanlı dijital arşivde saklanan özgün bir seri numarasıyla gelir; sahteciliğe karşı %100 güvence sağlar.

Bu belgeler, her parçanın yalnızca nadir değil, aynı zamanda etik ve yasal sorumluluklarla üretilmiş olduğunun garantisidir.

El işçiliğiyle hayat bulan her parça, kendi seri numarası, dijital sertifikası ve KNEC arşivinde ölümsüzleşen kaydıyla yalnızca bir ürün değil; gelecek nesillere aktarılacak bir hikâyedir. Bir KNEC tasarımına sahip olmak, bir objeyi değil, sonsuzluğu sahiplenmektir.

​